16 Ekim 2012 Salı

ÇİKOLATA BEYİNDE DARBE YAPIYOR!

Çikolatanın beyin üzerindeki etkisi endorfin hormonu sağlanmasından ibaret değil. Çikolata yerken beyinde salgılanan bir kimyasal kısıtlama koymadan yemeye devam etmeye sebep oluyor. Nasıl mı?

ÇİKOLATA BEYİNDE UYUŞTURUCU ETKİSİ YARATIYOR

Bilim insanları, çikolata yerken kendini kısıtlamakta zorlanmanın, beynin beklenmedik bir kısmında afyona benzeyen bir kimyasal salgılamasından kaynaklandığını keşfetti.

Çikolatanın neden insanlar tarafından karşı konulamaz bulunduğunu anlamak için yapılan araştırmada, beyinde salgılanan bir kimyasalın, kısıtlama koymadan yemeye devam etmeye sebep olduğunu gösteren sonuçlar alındı.

ABD'deki Michigan Üniversitesi'nde yapılan araştırmayı yürüten Alexandra DiFeliceantonio, "Aldığımız sonuçlar, beynin insanları fazla tüketmeye itmek için düşündüğümüzden daha geniş bir mekanizmaya sahip olduğunu anlamına geliyor. Bu durum, günümüzdeki aşırı tüketimin nedeni olabilir" dedi.

BEYİNDE UYUŞTURUCU BİR MADDE SALGILANIYOR
Current Biology dergisinde yayımlanan makaleye göre, DiFeliceantonio ve ekibi, farelerin beynindeki neostriatum adlı bölgeye yapay bir uyuşturucu madde enjekte etti. Bu işlemden sonra, farelerin normalde yediklerinin iki katı çikolata tüketildiği gözlemlendi. Araştırmacılar, fareler çikolata yerken neostriatumdan 'enkefalin' adlı afyona benzer bir kimyasalın salgılandığını tespit etti.

Araştırmacılar, enkefalin ya da başka bir maddenin, farelerin çikolatayı daha çok sevmesine sebep olmadığını, ancak salgılanan beyin kimyasallarının çikolata yemeye devam etme arzusu yarattığını ifade etti. Hareket etmede rol oynadığı düşünülen neostriatum adlı bölgenin böyle bir rolü olmasının şaşırtıcı olduğunu belirten DiFeliceantonio, bulguların insanlardaki aşırı yemek yeme eğilimi hakkında fikir verdiğini ekledi.

'BU KİMYASAL BAĞIMLILIĞA YOL AÇIYOR OLABİLİR'
DiFeliceantonio, işlevi hakkında daha fazla bilgi elde edilen enkefalin hakkında, "Obez insanların yemek yendiği ve uyuşturucu bağımlılarının da uyuşturucu kullanılan sahneler gördüğü zaman, beyinlerinin neostriatum bölgesinin aktif olduğunu gösteren sonuçlar elde ettik. Enkefalinin farelerdeki etkisi, bu nörotransmiterin aşırı tüketim ve bağımlılığın bazı türlerine sebep olabileceğini gösteriyor" açıklamasını yaptı.

Araştırmacılar, devam eden çalışmalarda, bununla bağlantılı olan ve birçok insanın kontrol edebilmeyi umut ettiği başka dürtüleri anlamaya çalışacaklarını açıkladı. En sevdikleri ayaküstü restoranın önünden geçen kişilerin, aniden durma ihtiyacı duydukları sırada beyinlerinde ne olduğu hala gizemini koruyor.
Kaynak : www.ntvmsnbc.com

Utangaçlıktan Kurtulma Yolları (hayattan örnekler)

Tamamen kendim yazdım emeğe saygı. hepsini okumanız dileğiyle

Arkadaşlar üyelerin en büyük sorunlarından biride
özgüven eksiklikleri.
ve utangaç
 olmaları
Çoğu kişi çevresindeki insanlara göre daha 
az konuşkan , girişken , eğlenceli , hareketli olabilir ve bundan rahatsız olabilir.
Öncelikle yapmamız gereken sanal alemden uzaklaşıp 
gerçek hayata karışmak.
Yani Online oyunları , chat yapılan sitelerden uzaklaşmak çünkü bu insana yarardan çok zarar getiriyor.İnsan bir zamandan sonra ne insanlarla ne konuşacağını şaşırıyor.
Kendimdede bu sorun vardı nedeni ise utangaç yetişmem olabilir
ya da baskı veya birbaşka birşey 
neden değil çözüm önemli.
Öncelikle dediğim gibi sanal alemden uzaklaşıcaz.(ne alakası var fln demeyin kendimden biliyorum )
Daha sonra üstümüzdeki utangaçlığı atmak için 
toplumlara karışacaz nasıl derseniz en güzel yollar.
*Arkadaşlarınızla haylazlıklar


örnek vermek gerekirse ben dediğim gibi utangaç birisiydim daha sonra Lisede arkadaş ortamım değişti ve onlarla takılmaya başladım yeri geldi afiş dağıtan adam sırf evine erken gitsin diye elindeki afişleri alıp millete dağıttık.Yeri geldik Mavi Jeans magazasına oyun havasıyla girdik "burası istanbul değil , ankara lan " diye bağırdık.Yeri geldi kırmızı ışıkta uzun eşşek oynadık , okula birdir bir oynıyarak girdik.
Hoş hareketlermi?
belki "hayır" ama önemli olan davranışlarımız değil ortak birşeyler yapmamız ve tanımadığımız kişilerle muhabbet kurmamız.
*İş Hayatı


2 senede 2 amatör işte çalıştım 
biri anketörlük.iş ise şöyle oluyor.firmadan size 25 tane fırça veriyorlar bunları 2 tanesi 5tl'den satıyorsun.tabi tezgah açıp değil
tanımadığınız bir dairenin kapsını çalıyorsunuz ve muhabbet şöyle geçiyor
zile bastınız

Alıntı:
-"buyrun"
-" biz öğrenciyiz ve yaz tatillerinde çalışyoruz ve okul masraflarımızı karşılıyoruz
, size birkaç sorumuz var diyoruz"
-"buyrun sorun diyorlar"
-"işte dişlerinizi kaç günde bir fırçalarsınız , en son ne zaman muaneye gittiniz"
gibi sorular soruyoruz
karşıdaki cevap veriyor ( çoğu zaman sıkıyorlar  )
sonra fırçayı bir çıkartıyoruz
tabi karşıdakinin surat ifadesi değişiyor
az birşey marka tanıtıyoruz ( 2. sınıf bir firma  )
alırlarsa öğrenci oldugumuz için hayrına alıyorlar
tabi bu kadar kolay olmuyor benim kapıyı çalıp ne diceğimi unutup
"pardo yanlış numara" dediğim çok oldu ya da hırsızlıkla suçlandıgımız 
yani burda önemli olan sizin başka insanlara karışmanız yöntem-yol farketmez.

staj nedeniyle bordür tretuvar işinde çalıştım.burdaki muhabbet ise daha kaynak işçiler köylü şiveleri felan çok değişik haliyle muhabbetleride değişik ne kadar içinize kapanık olursanız olun iş nedeniyle elinde sonunda aranızda muhabbetler yaşanıyor.
yine başımdan geçen bir olayı anlatıyım işin yeni günleri
çayı içiyoruz iyi güzel kaynak nerden bilmiyorum tabi.
birgün dediler git apartmandan çay iste birinden ne kadar yok dediysemde zorla gitmek zorunda kaldım parasına kıyıp alabilirdim ama kabul etmiyorlar zorla git iste diyorlar  kapıyı çaldım açan kişi yine 
Alıntı:
"buyrun" dedi karşımdaki
benim dediğim laf ise ( kendi yaşıtlarımda biri karşımdaki )

"varsa pardon bir çay getirimisiniz :" 
( tabi bunu saniyenin binde 1i hızla söyledim heyecandan ) 
karşımdaki suratıma baktıktan sonra geçte olsa kavradı olayı çayımızı içtik ( özellikle ben büyük bir gururla)


yani aslında anlatmak istediğim iş , en güzel yöntemlerden biri çünkü burda insanlarla muhabbet kuramasanızda zorunlu olarak konuşuyorsunuz.


* Alışveriş


bak bu eğlencelidir.bu sefer siz para verensiniz 
biliyorum yaşı büyük olmasına rağmen çoğu kişi ailesiyle alışveriş yapar ( bende böyleydim son 2 seneye kadar )
ve artık bundan vazgeçip 
kendi başımıza birşeyler yapmalıyız.
yani
Alıntı:
"anne bana pantolon alalım"
değilde
"anne pantolon alcam para verirmisin"
demeyi bilelim.
gittik diyelim güzel bir pantolon aldık , karşımızdaki ise güzel bir bayan hemen abazalık yapmamalıyız karşımızdakini sevgili olarak değil kendi sohbetimizi geliştirmekte yardımcı olacak bir araç olarak görelim.
giydik diyelim
Alıntı:
" yakıştımı " diye sorabiliriz ya da " sizce nasıl oldu " , " biraz bol gibi duruyor " gibi sorular sorabiliriz.Karşımızdaki o işten para kazanan biri oldugu için kalbinizi kıracak , sizi üzecek bir yorumda bulunmaz ve sorun olmaz o yüzden .
Ya da mesala gittiniz " t-shirt almak istiyorum " dediniz.
karşıdaki size
" buyrun bunlar çeşitlerimiz" dedi
siz ise kendiniz seçmektense
" sizin hoşunuza giden hangisi siz beğenin ben deneyim "
yada ileriye gidersek
" hangi rengi seversin"
"kırmızı"
"iyi siz seversiniz ben giymezmiyim"
"sizin zevkinize güveniyorum"
gibisinden geliştirebilirsiniz muhabbeti ama heyacandan kendinizden geçmemeniz lazım.Unutmayın bu tip alışveriş magazalarında onlar çalışan oldugu için sürekli güler yüzlü ve olumlu insan olmak .zorundadırlar. yani sonuçta ekmek yiyorlar o işten sizden nefret etselerde , dalga geçselerde genelde hep alttan alırlar o yüzden korkunuz olmasın. unutmayın o kadar adi insanlar varki ayakkabılarını bile çalışanlara çıkarttırıyorlar ve kokan ayakalrından hiç utanmıyorlar.

*Aktiviteler

Cebiniz doluysa bu alternatif en kazançlısıdır
.Parası olan insanın çevresinde çok insan olur.herneyse
Neler yapabilirsiniz?
insanın zevk ve beğenisine göre değişir.
kimisi arkadaşlarıyla sinemaya , tiyatroya gider
kimisi nargile içmeye , bilardo oynamaya
paintball , yüzme , halı saha maçları.
Kız olan ortamlarda daha utangaç olabilirsiniz bu daha güzel belkidee o gün utangaçlıktan eser kalmıcak sizde.Burda bence en önemli olay Liderlik..
Tabi ordan söylemesi kolay diceksiniz doğru diceksiniz 
parayı siz toplayın gruptaki pozisyonunuzu geliştirir.
herneyse diyelim para toplandı 300 liranız var.
Alıntı:
"Ali gel al 150 lirayı git tekel al kardeş"
"Ahmet kardeş al 50 lirayı kuruyemiş al"
" Mehmet 100 lira al gıdayı hallet"
bu ne böyle ne var bunda diyebilirsiniz.ama unutmayın basit gibi görülebilir ama öyle değil sırf bu olaydan sonra her sorun size sorulabilir , grubun beyni siz olabilirsiniz.
ama bende yalan yok zor iştir bir iftira ya da para eksikliği sonunda sorumluluk size aittir.fakat dikkatli olmanız yetiyorda artıyor.

cebinizden biraz para gidebilir ama şöyle düşünün
3 ayda bir bi aktiviteye gidiyorsunuz.ne oldugu hiç farketmez 50tl para baydınız diyelim. 3 ay 90 gün 50/90 : 0.5 tl yani 5 sakız parası.
günde 50 kuruşa unutamıyacağınız bir eğlence yaşıyabilirsiniz.
Piknik yapıyoruz biz genelde 30 milyon veriyor herkez içki et cabası 
he bu arada bazıları iç bi extra gerisi düşünme gibisinden geyik geçiyor unutmayın.az birşey ayarı kaybedince kendinizden geçersiniz karşınızdaki içtiiğinizi 10 saniyede anlar.


*Danışma


(en sevdiğim)
en pratik ve kolay yöntem bence.mesala diyelim hiç bilmediğiniz biryere gideceksiniz sadece tam adresi ve oraya giden otobüs'ü öğrenin gerisi size kalsın.
Bütün dükkanları dolaşın ( taksicilere en son gidin onlar direk veriyor adresi  )
herkeze sorun
Alıntı:
"abi 4. cadde burasımı"
"121. sokak neresi abi ?"
gibi çok basit sorular tabi karşınızda ki muhabbet ediceğiniz yaşta olursa çok güzel oluyor diyelim bir büfeye gittiniz
"sa kardeş 3. cadde burasımı oluyor"
"evet"
"1 tanede su verirmisin"
"buyrun"
"havalarda çok sıcak iyi dayanıyorsun valla küçücük yerde"
"sorma kardeş akşama kadar kavruluyoruz valla"
(kocakarı muhabbetine döndüde neyse  )
işte ondan sonra ordan girersin burdan çıkarsın tabi karşındaki kütük çıkarsa o ayrı mesele.
*Yeni Ortamlarda
Diyelim maça çağırdılar en son sen gittin seni 21 kişilik bir kalabalık karşıladı 
Alıntı:
"oo partimi var ali"
"sonunda geldin"
"napıyım trafik vardı"
diye girersin sanki sadece tanııgın kişilerle konuşuyorda diğerlerini sonradan farketmiş gibi slm verirsin hepsinin elini sıkarsın
şöyle yapmamalısın
"slm"
"as"
diyip susmamalısın (yani kaybetceğin birşey olmaz ama kazanacağın birşey de olmaz.).
sonrada geçip bir köşede çürümeyi beklememelisin.
gerekirse her lafa atlamalısın.ama unutmayın yeni ortama girince en cömert siz olmalısınız yoksa ilk baştan kimse size ısınamaz.Nasıl yani derseniz diyelim kale tartışması bu kale bizim şu kale sizin bir tartışma var girip araya
"tamam beyler geçin istediğiniz kaleye" deyip kendi takım arkadaşınızada
" la boşver ne farkedecek" deyip olayı kapatabilirsiniz.
bu basit gibi görünsede çok değerli bir davranıştır karşıdaki size +1 puan olumlu bakar.
yada bir kafedesiniz
bir bayan geldi sandalye yok
tam birindne isteyecek
kalkıp kendi sandalyeni verirsin
"buyur otur ben bulurum bir yerden"
gibisinden.
unutmayın kaybetcek birşey yok yani bir sandalye vermekle keriz durumuna düşmezsiniz ama abarttıgınız durumlarda çok kötü sonuçlar ortaya çıkabilir sizi ortamın en safı yapabilirler.herşeyi dozunda bırakmak lazım.
*Pazarlar 

bu aralar en hoşlandıgım seçenek 
pazar muhabbeti bir ayrı olur genelde doğulu yurttaşlarımız olur tezgahların başında ( ankarada öyle ) çok konuşkan ve açık sözlü olurlar ama para veren biz oldugumuzda yetki bizdedir.
gidersiniz
Alıntı:
" abi karpuzun iyimi? "
kötü diyen olmaz
"al yiğenim çok güzel bunlar diyarbakır karpuzu"
seçersin bir tane
" abi nasıl iyisinden seçmişmiyim"
kötü olsada iyi der o ayrı mesele
"oo maşallah sen anlıyon bu işten"
öyle abi anlarım bne karpuzlardan
bıyık altından gülüşmeler
"abi kötü çıkarsa haftaya gelirim yenisi götürürüm bak ona göre"
" tamam yiğenim biz her hafta burdayız"
buda yalandır 
"haydi kolay gelsin"
"eyvallah"
bakın bir karpuzdan bile neler çıktı piyasaya.
yani öenmli olan konu bulmak yada bahane aramak değil.
kendimiz yapıcaz ne yapıcaksak
özetlicek olursak herşey kendimizde bitiyor tek yapmamız gereken cesaretli olmak birinden birşey istiyeceğimiz zaman acaba şöylemi , acaba böylemi diye düşünmemeliyiz düşünürsül akar gider karşımızdan sonra istesekte söyleyemeyiz içimzde kalır.
unutmayın kaybetcek birşey yok
herşey eğlence içni fark ettiyseniz kızlar olayına fazla girmedim çünkü önce temeliniz sağlam olmalı.
erkekle muhabbet kuramayan bayanla hiç kuramaz herşeyin bir zamanı var zaten biryerden sonra çabalamanız gerekmiyor

Çiğ etten uzak durun!


Memorial Şişli Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Sertaç Demirel, mide kanseri ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.

Çiğ etten uzak durun!
Türkiye’de her sene yaklaşık 20 bin kişinin yakalandığı mide kanseri, dünyada en sık görülen 4. kanser türüdür. Yaşla birlikte görülme sıklığı artan hastalığın ortaya çıkmasında beslenmealışkanlıkları etkilidir. Aşırı tuzlu besin tüketimi, sebze ve meyveden yoksun beslenmek, tütsülenmiş ve çiğ et tüketimi mide kanseri riskini artıran faktörlerdir.

Mide kanserinin en önemli nedeni beslenme şekilleri ve ilaç kullanımı

Son yıllarda hızla yaygınlaşan mide kanseri pek çok etkenin bir araya gelmesi ile görülmektedir. Bu nedenler şöyle sıralanabilir:

•    C ve A vitamininden yoksun beslenme alışkanlıkları
•    Çok tuzlu gıdaların ya da besinlerin çok tuzlu olarak tüketilmesi
•    Tütsülenmiş etler, rafineri besinler ve yanmış yağların tüketimi
•    Sigara kullanımı
•    H.pylori türü bir bakterinin midede uzun süre var olması ve tedavi edilmemesi    
•    Mide asidi tuz ruhunun PH seviyesine kadar çıkabilir ancak mide mukozasını koruyucu bir bariyer vardır. Bu salgının bitmesi mide kanserine zemin hazırlamaktadır. Midenin zor boşalmasına neden olan yiyeceklerle doldurulması bu koruyucu salgısının zarar görmesine neden olmaktadır.
•    Antibiyotik ve ağrı kesici kullanımı ile birlikte midenin koruyucu bariyerini bozan her türlü ilaç midede bir zarara yol açabilir.  Organlara verilen her türlü zarar eğer devamlı ise onarım sıklığı arttıkça genetik kodlamada bir hata oluşturarak kansere yol açabilir.
•    Mide kanserinin bilinen genetik bir özelliği yoktur. Ancak hastalık daha çok 0 kan gruplarında görülmektedir.

Mide kanserini erken dönemde yakalamak için endoskopik takip önemli  

Mide kanseri erken dönemde belirti vermeyebilir. Bu nedenle mide sorunu yaşayan kişilerinendoskopi ile takibi önemlidir. Midede gıda akışının engellenmesi ya da hastalığın ilerlemesi durumunda yemeklerden sonra şişkinlik, hazımsızlık ve doygunluk hissi gibi bazı belirtiler ortaya çıkar. Mide kanserli hastalarda ileri evrede; mide bulantısı, kusma, mide ya da bağırsakta kanamalar, sırta vuran ağrılar olabilir. İştahsızlığa bağlı olarak kilo kaybı görülebilir. Halsizlik ve yorgunluk oluşabilir.

Mide kanserinde cerrahi önemli bir seçenektir  

Mide kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Erken evrede yapılan başarılı cerrahi operasyonlar hastanın yaşam süresi açısından çok önemlidir. Ameliyatla hastanın midesinin bir bölümü ya da tümü alınabilir. Midesinin tümü alınan hastalarda, bağırsaktan yeni mide yapılır ve hasta bundan sonraki yaşamını normal bir şekilde devam ettirebilir. Bu şekilde yaşayan hastalara az ve sık yemeyi gerektiren diyet önerileri sunulur. Bazı hastalarda mide alındıktan sonra kanserin şekline göre doktorun belirlediği şekilde ışın ya da ilaç tedavisi uygulanabilir.

Mide kanserinden korunmak için; stres kontrolüne dikkat etmek, mide sağlığına özen göstermek, sağlıklı beslenmek, pişmemiş et yememek, düzenli tetkik yaptırmak ve kaliteli bir yaşam sürmek önemlidir.

Öksürük hangi hastalıkların habercisi?


Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, “neden öksürürüz?”, “öksürük hangi hastalıkların belirtisi?”, “ne zaman hekime gitmek gerekir?”, “öksürük şurubu kullanmalı mıyım?” gibi öksürük ile ilgili aklınıza takılan tüm sorulara cevap veriyor.

Öksürük hangi hastalıkların habercisi?
Üzerinde durulması gereken en önemli noktanın öksürüğün bir hastalık olmaktan çok, birçok hastalıkta görülen bir belirti olduğunu söyleyenAnadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, “aslında öksürük, vücudun solunum yollarındaki sekresyonları ve yabancı cisimleri temizlemeye yarayan bir savunma mekanizmasıdır. Bu nedenle de sağlıklı kişilerde etkili ve yararlı bir işlevi bulunur. Öksürük, aynı zamanda birçok solunum yolu ve sistemik hastalığının da en sık görülen bulgularından biridir” diyor.

Öksürük ikiye ayrılıyor

Sadece akciğer hastalıklarında değil, farklı organların hastalıklarında da öksürükle karşılaşılabileceğinin altını çizen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, öksürüğünakut ve kronik olmak üzere ikiye ayrıldığını belirtiyor: “Genellikle üç haftadan uzun süren öksürüklerin kronik olarak adlandırılır, ancak bazı hekimler kronik öksürükten bahsetmek için sekiz hafta boyunca öksürüğün devam etmesi gerektiğine inanırlar.”

Diğer bir ayrımın ise öksürükle balgam olup olmamasına göre yapıldığını ifade eden Doç. Dr. Tahaoğlu, “Balgamlı öksürük genellikle solunum yollarının iltihaplandığı hastalıklarda görülür. Bazen balgamlı öksürükte kan da görülebilir. Bu durum genellikle akciğer kanseri, bronşektazi veya verem gibi önemli bir hastalığın belirtisidir” diyor.

En sık karşılaşılan öksürük nedenleri

Akut öksürüklerin en çok soğuk algınlığı veya üst solunum yolları enfeksiyonlarından kaynaklandığını belirten Doç. Dr. Tahaoğlu, diğer en sık karşılaşılan nedenleri ise şöyle sıralıyor:

Allerjik burun akıntıları, astım atakları, sigara dumanı ve ozon gibi dış etkenlere maruz kalmakla oluşabilir.

· Öksürük ayrıca akciğer tüberkülozu, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ile gırtlak ve akciğer kanserinin de belirtileridir.

· Özellikle çocuklar ve yaşlılarda görülen, nefes borusuna yabancı bir cisim kaçması da şiddetli öksürüğe yol açar. Başörtüsü kullanan kişilerde türban iğnesinin nefes borusu ve bronşlara kaçması şikayeti de oldukça sık görülür.


“Sigara öksürüğü” tanıyı geciktiriyor

Sigara içen kişilerde balgamlı öksürüğün sık görüldüğünü, işin kötüsü tiryakilerin de bu duruma alıştığını belirten Doç. Dr. Tahaoğlu, bunun “sigara öksürüğü” olarak adlandırıldığını ve önemsenmediğini ifade ediyor. Bu durumun aslında çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tahaoğlu, zaten sigara içtikleri için kronik bronşit, amfizem ve akciğer kanseri gibi önemli akciğer hastalıkları için risk taşıyan tiryakilerin tanıda gecikmelerinin en önemli nedenlerinden birinin öksürüğü benimsemiş olmaları olduğunu ifade ediyor.

Sadece sigara içmenin değil, sigara dumanına maruz kalmanın da sağlığa ciddi zararlar verdiğini hatırlatan Doç. Dr. Tahaoğlu, anne ve babanın sigara içtiği evlerde yaşayan 11 yaş altındaki çocukların yüzde 50’sinde kronik öksürüğün gözlendiğini belirtiyor.


Hekim önermedikçe öksürük şurubu kullanmayınız

Toplumda yaygın olarak kullanılan öksürük şurubu konusuna da değinen Doç. Dr. Tahaoğlu, şurupların çok dikkatli kullanılması gerektiğini vurguluyor: “Her şeyden önce öksürük şurubu olarak bilinen bu ilaçlar çok çeşitlidir. Her biri değişik etken maddeler içerir. Birçoğu soğuk algınlığına yönelik etken maddelerin kombinasyonundan oluşurken, bazıları balgam sökücü etkiye, bazıları da öksürük kesici etkiye sahiptirler. Öksürük nedeninin saptanmadığı durumlarda, öksürük kesici etkiye sahip öksürük şurupları, altta yatan hastalığın tanısında gecikmelere nedenolabilir. Ya da kanama, pnomotoraks gibi durumlarda balgam söktürücü etkiye sahip öksürük şurupları öksürüğü arttırıcı etkilerinden dolayı kanama ve pnomotoraksı arttırabilirler. Sonuç olarak; öksürük şurupları hekim önermedikçe kullanılmamalıdır.”

Ne zaman hekime başvurulmalı?

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, hekime başvurulması gereken durumları ise şöyle açıklıyor:

Kalp yetmezliği gibi hastalıkların belirtisi de olabilir. Eğer hasta yeşil, sarı veya pas rengi balgam çıkarıyorsa. Bu durum genellikle bir enfeksiyon sonucu gerçekleşir.

· Diğer belirtiler ortadan kalktıktan sonra öksürük 21 günden daha uzun bir süre devam ediyorsa,

· Eğer öksürükle birlikte ateş varsa veya kanlı balgam söz konusuysa,

hekime başvurulması gereken klinik bir sorun söz konusu olabilir…